MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ’NDEN DUYURU

KAMUOYUNA DUYURU

 

Aylardır süren tartışmaların ardından birkaç gün sonra Türkiye, Anayasa’nın değişip değişmeyeceğine karar verecek ve bu karar, ülkede yaşayan herkesin geleceği üzerinde etkili olacaktır. 100 yılı aşan Anayasa geleneğine sahip olan bu topraklarda bir süredir tartışmalara neden olan fiili sürecin nasıl bir yöne evrileceğini de göreceğiz.

Rejim değişikliği eleştirileri eşliğinde “Cumhurbaşkanlığı sistemi” denilen, Bakanlar Kurulunu ortadan kaldıran, cumhurbaşkanının yasama, yürütme ve yargı erkleri üzerindeki yetkilerini artıran, tek bir kişiye kanun gücünde kararnameler çıkarma yetkisi veren, çoğulculuk yerine tekçiliğin tercih edildiği bir Anayasa değişikliği ve referandumu tartışıyoruz.

Anayasa değişikliği önerisinin Türkiye’nin yıllardır çözülemeyen ve artık kronik hale gelen sorunlarını çözmek üzere gündeme getirildiğine ilişkin bir işaret yok.

Türkiye’nin bir darbe girişimiyle karşılaşmasının ardından alınan önlemler, çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin sorunların çözümünden çok derinleşmesine ve çözümün giderek güçleşmesine neden olduğu ortadadır. Ancak Türkiye’nin birikimi, karşı karşıya bulunduğumuz bütün sorunları çözecek niteliktedir.

Referandumdan hangi sonucun çıkacağından daha önemli bir konu, referandum sonuçları üzerinden oluşabilecek bir ayrıştırma, ötekileştirme, dışlamanın yol açacağı tahribattır. Böyle bir olasılığın gerçekleşmesi durumunda, toplumun bütün fertlerinin olumsuz etkileneceği bir ortamla  karşı karşıya kalabileceğimiz unutulmamalıdır.

Türkiye, referandum sonucu ne olursa olsun temel sorunlarını çözmek ve parlamenter sistemin demokratikleşmesi ihtiyacıyla karşı karşıyadır. Ülkemiz, bu ihtiyacı karşılayacak birikime de sahiptir.

Ne mevcut Anayasa ne de Pazar günü oylanacak olan Anayasa değişiklikleri sorunlarımızı çözebilir.

Çalışma yaşamı ve kamu personel sistemine ilişkin politikaları, eğitim sistemi, ekonomi politikaları, demokrasinin ayrılmaz parçaları olan ifade özgürlüğü, akademik özgürlük, etnik ve dinsel  ayrımcılık yerine diyalog ve eşitlik, milli gelirin paylaşımındaki adaletsizliğin giderilmesi, üretenlerin üretimden aldığı payın artırılması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, çevre politikalarının doğayı merkeze alarak oluşturulması, güçler ayrılığı ve özellikle yargı bağımsızlığı gibi alanlarda, toplumun ihtiyacı olan bir hukuk düzeni ve bu sorunların çözümünü önceleyen düzenlemeler içeren yeni bir anayasa hazırlıklarına, referandum sonucundan bağımsız olarak hemen başlanması gerekmektedir. Yeni anayasa, siyasal partiler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri, meslek odaları, üniversiteler gibi tüm toplumsal kesimlerin katılımıyla hazırlanmalıdır.

Referandumdan hangi sonuç çıkarsa çıksın, kaçınılmaz olarak gündeme gelecek bu sorunların çözümü yönünde atılacak adımlar, toplumsal gerilimi azaltarak Türkiye’yi rahatlatacaktır.

 

Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu