KAMUOYUNA DUYURU: TARİHİ GELECEK KUŞAKLARA TAŞIYORUZ

 

Kamuoyuna Duyuru: Tarihi Gelecek Kuşaklara Taşıyoruz

Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu, Mülkiyeliler Birliği’nin bir dönem otel ve misafirhane olarak da kullanılan Selanik Caddesi’ne bakan binasının yıkılarak, aynı görünümde olmak kaydıyla Mülkiye Kültür Merkezi’ne dönüştürülmesine karşı, yılın son günü, tümüyle gerçek dışı iddialar içeren bir açıklama yaptı.

Mülkiyeliler Birliği’ndeki Yıkım Kent Hafızasına Yöneliktir” başlıklı açıklama, her şeyden önce bilinçli olarak bir zihin karmaşası yaratmakta, muğlaklık barındırmaktadır. Mülkiyeliler Binası dendiğinde Ankaralıların aklına gelen yer bellidir ve Oda açıklamasında bu konu muğlak bırakılarak bir şaibe yaratılmaya çalışılmıştır.

Bilinmelidir ki, “Rekonstrüksiyon” kararı alınan bina, Konur sokak girişinde yer alan ana binamız değil, Mülkiyeliler Birliği’ne ait bölgenin Selanik Caddesine bakan cephesinde bulunan ve kullanılamaz hale gelene kadar otel ve misafirhane olarak kullanılan binadır.

Sadece Mülkiyeliler Birliği yönetimi değil bütün Mülkiyeliler ve bu arada Mimarlar Odası’nın bugünkü ve geçmişteki yöneticileri söz konusu binanın 8-9 yıldır neden boş durduğunu bilmektedir.

Mülkiyeliler Birliği’nin yık-yap kültürüne teslim olduğunu iddia eden Oda yönetiminin, 2007 yılında, söz konusu binanın da içinde bulunduğu Mülkiyeliler Birliği’ne ait üç binanın, bir kısmının kendilerine verilmesi karşılığında yıkılıp yenilerini yapabileceklerine ilişkin önerilerinin yer aldığı belgeler, hem Birliğimizde, hem de o dönem Mimarlar Odası Ankara Şube Saymanlığını yürüten Tezcan Karakuş Candan’da ve Oda arşivinde bulunmaktadır. Sadece bu bile, yılın son günü yapılan açıklamanın nesnellikle, tarihin korunmasıyla ya da kent hafızasına hizmet amacıyla yapılmadığını göstermektedir. Bu açıklamayla birlikte, 10 yıl önce Mülkiyeliler Birliği’ne ait binaları yüzde 32’si karşılığında yıkıp yapma önerisini kimlerin yaptığı bilgisi de Ankaralılara bildirilse idi çok daha isabetli olabilirdi.

İki yıldan fazla süren bir sürecin bir oldubitti olarak değerlendirilmesinin ancak Mimarlar Odası Ankara Şubesi yönetiminin kent kültürü açısından değil ama kendi beklentilerinin karşılanmamış olmasıyla bağlantısı olabilir. Mimarlar Odası Ankara Şube yönetiminin “manidar” bulduğu yıkıma karşı bu denli öfkeyle ve şaibeler yaratma amaçlı değerlendirmesinin anlamı da bizce bu bağlamda aranmalıdır.

Rekonstrüksiyon, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında koruma tekniklerinden biridir. Bunu en iyi Mimarlar Odası Ankara Şube yöneticilerinin bilmesi gerekir. Oda yöneticilerinin gerek iç mevzuat ve uluslararası sözleşmeler, gerekse bilimsel literatürden bihaber olması düşünülemez. Üstelik Mülkiyeliler Birliği kendisini yasal zorunlulukların ötesinde sorumlu hissederek, binanın kent kültürü açısından taşıdığı anlamın yitirilmemesi için gereken her adımı atmıştır. Bu süreçte Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nden özellikle rölöve projesi için destek istenmiş ancak şube, bu talebi anlaşılmaz bir biçimde karşılıksız bırakmıştır.

Nasıl bir açıklama yapacağımızı, neleri söyleyip neleri söyleyemeyeceğimizi bile belirleme hadsizliğine kapılan Mimarlar Odası Ankara Şube yöneticilerine söyleyeceğimiz söz bunlardan ibarettir.

Binayla ilgili süreç bütünüyle şeffaf bir biçimde tamamlanmıştır. Bütün üyelerimize yönelik bilgilendirmeler 22 Kasım 2017 tarihinde yapılmış, genişletilmiş danışma kurullumuzda konu gündeme gelmiş, Ankaralılarla da 28 Kasım 2017 tarihinde Birliğimizin resmi internet sitesi aracılığıyla gereken tüm bilgi, belge ve çizimler paylaşılmıştır.

Mülkiyeliler Birliği, Mülkiyeliler Birliği üyelerinin olduğu kadar Ankaralılarındır.

Gelişmeler, Birliğin sosyal medya hesaplarından da halka açık biçimde paylaşılmıştır. Özel bir art niyetle hareket etmeyen herkese, bu binayla ilgili bilgiler verilmiştir; istendiği takdirde de verilmeye devam edilecektir. Tamamen kullanılamaz halde yaklaşık 10 yıldır bekleyen bina, Ankaralılara hizmet vermek üzere bir Kültür Merkezine dönüştürülecek ve bundan herhangi bir rant elde edilmeyecektir.

Bina tamamlandığında, Mülkiye’de güneşin gölgesi aynı yere düşecektir.

Sinema tiyatro ve konferans salonu olarak kullanılabilecek çok amaçlı mekânlar, resim, müzik, tiyatro, edebiyat gibi faaliyetler içinde olanların, özellikle gençlerin kullanabileceği atölyeler, kütüphane, ilerici kent kültürüyle en küçük bir bağlantısı olanların bile anlayabileceği gibi, hem Mülkiyelilerin hem Ankaralıların ve tabii ki Mimarlar Odası Ankara Şube yöneticilerinin hizmetinde ve kullanımına açık olacaktır.

Mülkiye Camiası ve Mülkiyeliler Birliği, kamusal hizmetin ve kamu çıkarının “kitabının yazıldığı”, bütün çalışmaların bu temel amaç etrafında şekillendiği bir camia ve kurumdur.

Bu dostça olmayan açıklamayı yılın son gününe sıkıştıranları ikna edemeyeceğimiz belli olduğundan Ankaralılara sesleniyoruz:

Mülkiyeliler Birliği’nin Selanik Caddesi üzerinde bulunan ve bir dönem otel olarak kullanılan binası, aynı biçimiyle yeniden inşa edilecek ve hem Ankaralıların hem Mülkiyelilerin hizmetine sunulacaktır.

Mülkiyelilerin hiç gündemine girmeyen rantın peşinde koşanların anlayamayacağı bir anlayıştan bahsettiğimizin farkındayız ama gerçek bu…

Mimarlar Odası Ankara Şube yöneticilerinden, 10 yılda kent hafızası açısından nelerin değiştiğini ve tabii ki kendi kararlarının değişmesinin nedenlerini de bir an önce kamuoyuna açıklamalarını bekliyoruz. Her cümlesiyle tel tel dökülen bu açıklamanın, tarihi değerlerin korunması ihtiyacından kaynaklanmadığı açıktır.

Yıllardır kullanılamayan binanın bilime ve tarihe uygun biçimde yenilenmesine katkı sunan kişi ve kurumlara, Çankaya Belediye Başkanı Sayın Alper Taşdelen’e ve binanın yeniden yapılmasını heyecanla karşılayan on bin üyemize teşekkür ediyoruz.

Mülkiyeliler Birliği