Değerli Mülkiyeliler,
Bir arada durmak, el ele vermek, birbirimize destek olmak, birlikte nefes alacağımız mekanlar yaratmak, eleştirel düşünceye yer açmak için, 46. Olağan Genel Kurulumuzu gerçekleştireceğimiz bu güzel bahar gününe hazırlandık. Mülkiyelilerin gücünü, kapasitesini her alanda geliştirmek, değerlerimizi bu güçle savunmak için yola çıktık. Konferans Salonu’ndan Büyük Amfi’ye; Alt Kantinden Botaniğe, Sütunlu Salona ve oradan Konur Sokak’a ve ülkemize varan birlikteliğimiz, değerlerimiz bizleri bir araya getirdi. Bugünlerde bu birlikteliğin ne kadar değerli olduğunu, gittiğimiz her şubede ve Mülkiyelilerle gerçekleştirdiğimiz her görüşmede deneyimledik.
Evet, zor zamanlardayız. Ülkemiz, Cumhuriyet tarihinin en derin siyasal ve toplumsal krizlerinden birini yaşıyor. Anayasamızın temel ilkeleri askıya alınmış, 20 Temmuz’da ilan edilen ve neredeyse iki yıla yaklaşan Olağanüstü Hal rejimi kapsamında hukuk devletinin özü olan öngörülebilirlik ilkesi ortadan kaldırılmıştır. Kamuoyunun özgür biçimde oluşmasını sağlamakla görevli gazetecilerin mesleklerini icra etmesi suç sayılmıştır. Seçilmiş vekiller ve belediye başkanlarından sosyal medyada görüşlerini paylaşan yurttaşlara kadar neredeyse bütün toplum baskı altına alınmıştır. İktidarı denetlemekle görevli meclisin ve adaleti sağlamakla görevli yargının sahip olduğu güvenceler ortadan kaldırılmıştır. Cumhuriyeti kuran Meclis ve hukuk devletinin temeli olan anayasa yargısı, iktidarın önündeki bütün fren ve denge mekanizmalarını ortadan kaldıracak biçimde işlevsizleştirilmiştir. Kamu yararı ekonomik ve siyasi ranta terk edilmiş, kamu alımlarında liyakat ilkesinin yerini partizanlık almıştır.
OHAL koşullarında yapılan ve Türkiye’nin siyasal rejimini değiştiren 16 Nisan anayasa referandumu ile kuvvetler ayrılığı ve sınırlı hükümet ilkelerine büyük darbe vurulmuştur. Referandum sürecinde medya baskı altına alınmış, seçmenlerin görüşlerinin özgürce oluşması engellenmiştir. Anayasal tarihimiz içinde temsili demokrasinin güvencesi olagelmiş Yüksek Seçim Kurulu, mühürsüz zarf kararıyla adil seçime ilişkin güvenceyi ortadan kaldırmıştır. Hazırlanan yeni seçim yasası, 16 Nisan’da yaratılan bu düzeni kalıcı kılmayı hedeflemiştir.
Taşları önceden döşenmiş olan bu düzen, cumhuriyetin temel niteliklerini yerinden etmektedir. Bilimsel ve laik eğitime ihtiyacımız her gün daha fazla artarken, bunun için nüve sayılabilecek öğeler dahi adım adım ortadan kaldırılmış, yoksul çocuklar tarikat yurtlarında ölüme, tacize, cehalete terk edilmiştir. Kamusal yaşamın dinselleştirilmesi eğitimde başlamış, din ve vicdan hürriyetini ortadan kaldıracak biçimde gündelik hayatımıza yayılmıştır. Çocuk istismarı, kadına yönelik şiddet ve homofobik şiddet bu düzen içinde olağan hale gelmiştir. Kamu makamları ayrımcı şiddet ve çocuk istismarına göz yummuş, sorumluluğunu yerine getirmemiştir.
Şiddet o boyuttadır ki, medyadan eğitime militarist bir düzen oluşturulmaya çalışılmakta, bireysel silahlanma teşvik edilmekte, savaş kutsanmakta, barışı düşünmek bile suç sayılmaktadır. Cumhuriyetin sosyal niteliği sınırsız bir sömürü düzeni içinde yok edilmektedir. Her yıl yüzlerce işçi gerekli önlemler alınmadığı için iş cinayetlerinde yaşamını yitirmekte, neoliberal politikaların sonucu olarak yoksullaşma, işsizlik ve güvencesizlik gün geçtikçe derinleşmektedir.
Olağanüstü Hal ilanının ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile 15 Temmuz darbe girişiminin failleri ile hiçbir ilişkisi olmayan, hatta yaşamını onlarla mücadeleye adamış birçok kamu görevlisi, haklarında yargı kararı aranmaksızın mesleklerinden atılmıştır. Hukuka açıkça aykırı olan bu ihraç kararlarına karşı yargı yolu kapatılmıştır. Söz konusu Kanun Hükmünde Kararnameler, 12 Eylül darbesi sonrasında olduğu gibi, Derneğimizin varlık nedeni olan Fakültemizin tasfiyesinde araç olarak kullanılmıştır. Fakültemizde çalışmakta olan, onun değerleri ile yetişmiş ve öğrencileri bu değerler ile yetiştiren onlarca öğretim elemanı üç ayrı KHK ile mesleklerinden ihraç edilmiştir. Bu tasfiye Fakültemizle sınırlı kalmamış, başka üniversitelerde ve kamuda çalışan çok sayıda Mülkiyeli hukuksuz biçimde ihraç edilmiştir.
Mülkiye’nin taşımış olduğu eleştirel düşünce, hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı, kamuculuk, toplumsal barış, demokratik idare ve liyakat gibi değerlerin topyekûn bir imhası olarak görülebilecek bu anlayış ve uygulamalardan Fakültemiz çok ağır biçimde etkilenmiştir. Fakültemize yönelen tasfiye süreci ihraçlardan önce başlamış olup ihraçlardan sonra da devam etmektedir. İhraçlar öncesinde derslere müdahale edilmiş, Fakültemizde üniversite adına yaraşır biçimde verilmekte olan Atatürk İlke ve İnkılapları Tarihi dersinin Fakültemizin öğretim üyeleri tarafından verilmesine izin verilmemiştir. Bahri Savcı, Mümtaz Soysal, Cem Eroğul hocalarımızın kuruluşunda rol aldığı Türkiye’nin ilk İnsan Hakları Merkezi kapatılmıştır. Ders içeriklerine müdahale derslerin YÖK müfettişleri tarafından denetlenmesi boyutlarına varmıştır.
Son yapılan yasal değişiklikler ve Ankara Üniversitesi’nin aldığı kararlarla fakültemizde bulunan araştırma görevlilerinin de tasfiyesinin önü açılmıştır. Böylelikle fakültemizin geleneklerinin sürekliliğini sağlayan asistanlık kurumunun son kırıntıları da tasfiye edilmek istenmektedir. Bu durum Ankara Üniversitesi’nin kadro tercihleri ile birleştirildiğinde fakültemizde hükümet tercihleriyle uyumlu köklü bir yeniden yapılanmanın kapıda olduğu tehdidini gözler önüne sermektedir. Bu çok yakın tehdidi, bırakın gündemine almayı, tespit dahi edemeyen bir yaklaşımın Mülkiye’nin geleneğinin sürdürülmesi konusunda etkin bir çalışma sürdürmesi imkansızdır.
Mülkiye’ye özgü eleştiri kültürünün en özgün, en canlı geleneklerinden olan İnek Bayramı yasaklanmış, İnek Bayramı’nın “imamına” dine hakaret gerekçesiyle ceza davası açılmıştır. Fakültemize özgü öğrenci toplulukları geleneğinin ortadan kaldırılması için topluluk faaliyetlerinin Fakülte bünyesinde yürütülmesi yasaklanmıştır. Aralarında Ankara Üniversitesi’nden daha köklü bir tarihi olan SBF Tiyatro Topluluğu’nun da bulunduğu, Sinema Topluluğu’ndan Bisiklet Topluluğu’na kadar pek çok öğrenci topluluğunun faaliyetleri durdurulmuştur. Yeni kurulacak topluluklar için öğrenciler Veterinerlik Fakültesi’ne ya da Fen Fakültesi’ne yönlendirilmektedir.
Zor zamanlar, ortak değerleri savunan insanlar için bir arada durma, birbirinden güç alma zamanlarıdır. Derneğimiz bunun en güzel örneklerini, 12 Eylül sonrasında bugüne benzer biçimde haklarından mahrum edilmiş Güngör Aydın ve Cevat Geray’ı başkan seçerek göstermiş, o zor yılların aşılmasında Mülkiye sözü olan, ciddiye alınan bir hukuk ve bilim merkezi olarak önemli katkılar sunmuştur. Mülkiyeliler Birliği, tüzüğünün gereği olan tarihsel ve toplumsal sorumluluğunu yerine getirmiştir.
Bizleri Mülkiye ve değerleri etrafında bir araya getiren Derneğimiz, bugün de, üyelerinin uğradığı haksızlıkların, Fakülte’nin yaşadığı ve yakında zamanda farklı biçimlerde de olsa süreceği görülen tasfiyenin karşısında kararlı ve etkin bir biçimde durmalıdır. Hiçbir üyesinin kendini yalnız hissetmeyeceği bir dayanışma mecrası olmalıdır. Liyakata değil biata dayanan kamu personel rejimine karşı genç mezunlarımızın hukukunu korumalıdır.
Zor zamanlarda birlikte yürümenin gereği olarak gördüğümüz bu ilke ve görevler çerçevesinde programımızı Yetiştik Çünkü Biz grubu olarak değerlendirmenize sunuyoruz.
1 – Birliğimiz
– Birliğimizin kapasitesinin artırılması için en önemli kaynak, üyelerimiz ve henüz üye olmamış mezunlarımızdır. Biz, oluşturacağımız güncel ve kapsamlı veri tabanı ile tüm üyelerimizi ve mezunlarımızı ulaşılabilir kılacağız. Bu sayede üyelerimiz ve birliğimiz arasındaki karşılıklı etkileşimi güçlendireceğiz.
– Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi mekanları, mekan kullanımını salt fiziksel/bedensel bir deneyime indirgeyen bir anlayışın sonucu olarak bakımsız, kullanışsız ve eril mekanlara dönüşmüştür. Biz mekanlarımızı, cinsiyete ve yaşa dayalı eşitsizlik ve hiyerarşiyi yansıtan mekanlar olmaktan çıkaracak, Mülkiyelilerin dostları, aileleri ve çocuklarıyla sosyalleşebilecekleri mekanlara dönüştüreceğiz. Mevcut yönetim tarafından üyelerine danışmadan “ben yaptım oldu” idare tarzı ile yıkılan ve rekonstrüksiyon projesi çerçevesinde inşaatı devam etmekte olan eski misafirhane binamızın tamamlanması ve iç tefrişatının yapılması için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz. Sosyal ve kültürel faaliyetlerden en iyi biçimde yararlanılması için binanın düzenlenmesinde üyelerimizin taleplerini dikkate alacağız.
– Birliğimizin üyeleri ve üyelerinin çocukları için farklı kurum ve kuruluşlarla hâlihazırda yapılmış olan protokolleri sürdürme ve geliştirmenin ötesine geçerek kreş, yabancı dil, çeşitli sosyal ve kültürel faaliyet yürüten kurs hizmetleri gibi alanlarda üyelerimizin somut biçimde faydalanabilecekleri protokoller ve anlaşmalar yapacağız.
– Bizler, kolektif üretimi ve yönetimi ilke edinmiş Mülkiyeliler olarak, birliğimiz bünyesinde çalışan emekçilerin haklarını koruyup geliştirecek, çalışma ilişkilerinde yaşanan sorunlara emekçilerimizle birlikte çözüm üreteceğiz.
– Birliğimizin şubeler tarafından kullanılmakta olan binaları başta olmak üzere mal varlıklarının korunması, uyuşmazlıkların etkili girişimler ile çözülmesi, birliğimiz bakımından büyük önemi olan Nakkaştepe projesinin en iyi biçimde uygulanması konusunda azami çaba göstereceğiz.
2 – Siyasal Bilgiler Fakültesi / Mülkiye
– Haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen, emekliliğe zorlanan, emekli olduktan sonra ders vermesi engellenen, görevini layıkıyla yerine getirirken çeşitli baskılara maruz kalan ve Mülkiyeli olup da farklı üniversitelerde benzeri sorunlarla karşı karşıya olan akademisyenlerimiz ile el ele verecek, Fakültemizin uzun yıllar içerisinde var ettiği akademik birikime sahip çıkacağız.
– Yükseköğretim sisteminde derinleşen neoliberal dönüşümün fakültemiz için yarattığı tehditlere karşı, başta güvencesizleştirilen araştırma görevlilerimiz olmak üzere öğretim elemanlarımızın ve fakültemizin akademik birikiminin korunması için aktif bir çalışma içinde olacağız. Söz konusu dönüşümün yarattığı tehlikelere karşı kamuoyu oluşturmak için ilgili sendika, inisiyatif ve demokratik kitle örgütleriyle bir araya gelecek ve Mülkiye’nin geniş birikim ve deneyimini fakültemizin yeniden canlanması ve ona yönelen tehditlerin bertaraf edilmesi için harekete geçireceğiz.
– Fakültemiz, gerek akademik birikimi gerekse yetiştirdiği mezunlarıyla Birliğimizin can damarıdır. Bu nedenle öğrencilerin Fakülteye ilk adımını atmasının ardından Birliğimizin genç kuşaklarla güçlü ilişkiler kurması yaşamsal öneme sahiptir. Bunun yapılabilmesinin yolu ise SBF öğrencilerinin ve genç mezunların gündelik hayatlarına temas edebilmekten, onları ve sorunlarını tanımaktan geçmektedir. Öğrencileri sadece “burs istatistikleri” olarak görmeyen bir yönetim anlayışıyla, çeşitli sosyal etkinlikleri onlarla birlikte planlayacak, onlarla birlikte üretecek ve farklı kuşakları bir araya getireceğiz.
– Öğrenci toplulukları ile Birliğimizin ilişkilerini yeniden güçlendirebilmek için etkili iletişim ağları oluşturacağız. Birliğimiz bünyesinde yapılan etkinliklerde öğrenci topluluklarının yer almasını sağlayacağız. Öğrencilerin kendilerini yalnız hissetmeyeceği, karşılaştıkları sorunların çözümünde hukuki ve manevi destek bulabilecekleri bir Mülkiyeliler Birliği var edeceğiz.
– Fakültemizin öğrencilerine ve genç mezunlarımıza yönelik, araştırma merkezlerimiz bünyesinde oluşturacağımız araştırma fonları ile Birliğimizin sözünü kolektif üretimle taçlandırıp, genç arkadaşlarımızın kendi potansiyellerini ve yaratıcılıklarını geliştirmelerini sağlayacağız.
– Mezunlarımızın yurt dışında eğitim ya da staj vb. olanaklarını geliştirmek, kendilerini yalnız hissetmeyecekleri ilişkileri kurabilmelerine destek olmak için yurt dışında yaşayan Mülkiyeliler ile genç mezunlarımızı buluşturacak kurumsal sosyal medya platformları oluşturacağız.
– Yalnızca lisans öğrencilerinin değil lisansüstü öğrencilerinin de araştırma ve akademik faaliyetlerini yürütürken ihraç edilen akademisyenler ile bir araya gelmesini sağlayacak, akademik danışma birimleri oluşturacağız.
3 – Genç Mezunlar
– Son yıllarda Fakültemizin genç mezunları, Birliğimize üye olmakta çekingen davranmaktadır. Gençlerin Birliğimiz ile aidiyet ilişkilerinin bu denli kırılgan bir duruma gelmesi ya da zaman içinde getirilmesi, Birliğimizin geleceği için ciddiyetle ele alınması gereken bir sorunu oluşturmaktadır. Bu nedenle gerek Birliğin yönetim kademelerinde gerek etkinliklerde gerekse Fakülte bünyesinde MB’nin gençlerle güçlü bir ilişki geliştirmesi, sahip olduğu birikim ve deneyimi onlara aktarması yaşamsal önem taşımaktadır. Gençleri genel kurul dönemlerinde hatırlayan değil, geleceğinin teminatı olarak gören; mekanlarının kullanımından, etkinlik içeriklerinin belirlenmesine kadar gençleşmeyi ve dinamik bir ruhu örgütlemeyi ilke edinen bir Mülkiyeliler Birliği oluşturacağız.
– Genç mezunlar işsizlik ve güvencesizlik sorunlarıyla baş başa kalmış, gelecekleri siyasi hesapların sonucuna terk edilmiştir. Genç mezunlarımız için “kamu ve özel sektörde iş olanaklarının araştırılması ve artırılması”, Mülkiyeliler Birliği’nin amaçlarından biri olarak tanımlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Mülkiyeliler Birliği bünyesinde yeni mezun üyelerimizin istihdamına yönelik çeşitli girişimlerde bulunulmuştur. Öte yandan genç işsizliğinin geometrik olarak arttığı, liyakat ilkesinin hiçe sayıldığı ve nepotizmin işe alımlarda belirleyici hale geldiği bir süreçte, Mülkiye İstihdam Merkezi’nin çalışma kapsamını genişletmesi ve kamuda ve özel sektörde çalışan Mülkiyeliler Birliği üyeleri ile genç mezunlar arasındaki etkileşimi ve dayanışmayı güçlendirmesi gerektiği açıktır. Bu anlayış çerçevesinde başlıca hedeflerimiz şunlardır:
- Genç mezunlarımız için yurtiçi ve yurtdışı staj olanaklarını araştırmak, yurtiçinde ve yurtdışındaki Mülkiyeliler ile mezunlarımızı buluşturmak,
- Kurum temsilcileri ile son sınıf öğrencilerini bir araya getiren toplantılar düzenlemek,
- İşe alımlarda mezunlarımızın yaşadığı sorunları ve liyakat ilkesine aykırı bir biçimde maruz bırakıldıkları uygulamaları takip etmek, raporlaştırmak,
- Mezunlarımızın istihdamıyla ilgili veri ve bilgileri derlemek ve Siyasal Bilgiler Fakültesi başta olmak üzere ilgili kurum ve kişilerle paylaşmak.
4 – Şubelerle İlişkiler
– Genel Merkez ve şubeler arasında yeniden güçlü bağlar kurabilmek, şubelerimizi gençlerle buluşturabilmek ve şubelerimizin deneyimlerini genç kuşaklara aktarabilmek için şubelerimizle birlikte düzenli periyotlarda söyleşi, panel, kongre, konferans gibi etkinliklerin yanı sıra gezi, doğa yürüyüşü, vb. etkinlikler planlayacak, farklı kuşaklardan Mülkiyelilerin yeniden birbirleriyle sıcak ilişkiler kurabilmelerini sağlayacağız.
– Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi’ni “Ankara Şubesi” olmaktan çıkarabilmek amacıyla Genel Merkez Şube ilişkilerini ve Şubelerimiz arasındaki ilişkileri yeniden sıcak ve sahici ilişkilere dönüştüreceğiz. Bu hedefle, Yüksek Danışma Kurulu toplantılarının dışında şube yönetim kurullarımız ile düzenli periyotlarda ve her defasında farklı bir şubemizde toplantılar organize edecek, şubelerimizin beklenti, eleştiri ve önerilerini etkili biçimde sunabilecekleri mekanizmalar yaratacağız.
– Demokrasinin en temel ilkelerinin askıya alındığı bir dönemde, Mülkiyeliler Birliği’nin yönetiminde yeniden demokratik işleyişi tesis edebilmek amacıyla, hem Genel Merkez’de hem Şubelerimiz nezdinde üyelerimizin görüş, eleştiri ve önerilerini doğrudan dile getirebilecekleri toplantılar organize edeceğiz.
– Şubelerimizin tüzel kişiliği olmaması nedeniyle karşılaştıkları sorunlarda, şubelerimizin özgünlüklerini, kaygı ve hassasiyetlerini gözeten hızlı ve etkili çözüm üretecek bir yönetim aklını egemen kılacağız.
5 – Mülkiye Spor Kulübü
– Kulübümüz ve yürüttüğü çalışmalar, hak ettiği değeri görememekte ve adeta unutulmaya terk edilmektedir. Kulübe yıllarca hizmet vermiş servis aracının satılması, kaynak aktarımında yaşanan aksamalar, bursların geç yatırılması gibi çok sayıdaki sorun nedeniyle Kulüp bünyesinde yürütülen çalışmalar ciddi biçimde sekteye uğramıştır. Mülkiye Spor Kulübü’nün en temel sorunu, yeterli özen ve ciddiyetle ele alınmamasıdır. Bu nedenle, Mülkiye Spor Kulübü’nün maddi ve fiziki sorunlarını aşabilmek amacıyla spor dünyasında etkili ve yetkili makamlarda olan Mülkiyelilerin desteğini seferber etmek için özel çaba sarf edeceğiz.
– Ayrıca, Kazan A.Ş.’nin aylık periyotlar halinde kulübe aktarması gereken payın düzenli bir biçimde aktarılmasını sağlayacağız.
– Kulübümüz sporcusu olan öğrencilerimize burs sağlanması ve bursların zamanında yatırılması için gerekli özeni göstereceğiz.
6 – Toplumsal ve Siyasal Sorumluluklarımız
– Mülkiye’nin ve Mülkiyeliler Birliği’nin tarihi, bu ülkenin demokratikleşme mücadelesinin tarihidir. Birliğimiz, 12 Eylül’ün en karanlık günlerinde dahi hukuk devleti ve temel hakların savunusundan taviz vermemiş, demokrasi güçleri için bir fener olmuştur. Bu nedenle, araştırma merkezlerimiz aracılığıyla hazırlayacağımız “Mülkiye Görüşleri” ile Birliğimizi yeniden sözünün ağırlığı olan, kamuoyu yaratabilen ve sözü ciddiye alınan bir kuruma dönüştüreceğiz.
– Birliğimizi, emek, demokrasi ve barış mücadelesinin ayrılmaz parçası olan sendikaların, meslek örgütlerinin ve demokratik kitle örgütlerinin basın açıklaması yaptıkları bir mekan olmanın ötesine taşıyarak, bahsi geçen kurum ve kuruluşlarla, aydınlarla güçlü ilişkileri olan, ortak mücadeleyi rehber edinen, bu kapsamda kendi deneyim ve birikimini seferber etmekte tereddüt etmeyecek olan bir demokratik kitle örgütüne dönüştüreceğiz.
7 – Araştırma Merkezleri
Mülkiyeliler Birliği, Türkiye’nin en önemli eğitim kurumlarından biri olan Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin mezunlar derneğidir. Fakültemizin akademik kadrolarının ve akademik birikiminin, Mülkiyeli olmaktan ileri gelen toplumsal sorumluluğumuz çerçevesinde seferber edilmesi, özellikle içinden geçtiğimiz bu kriz döneminde elzemdir. Mülkiyeliler Birliği bünyesinde toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunları bilimsel bir yaklaşımla ele alan ve ürettiği bilgiyi toplumla ve ilgili kurumlarla paylaşan araştırma merkezlerinin kurulmasını, toplumu aydınlatmanın yanı sıra üyelerimizin entelektüel donanımlarını ve eleştirel düşüncelerini geliştirmelerine büyük katkı sağlayacaktır.
Kurmayı hedeflediğimiz bu araştırma merkezlerini; fakültemizin öğretim elemanlarının, farklı üniversitelerde ve araştırma kurumlarında çalışmalarını sürdüren Mülkiyeli akademisyenlerin, fakültemizden hukuksuz biçimde ihraç edilen hocalarımızın ve sosyal bilimlerin ilgili alanlarında yetkinlik sahibi olan çeşitli akademisyen ve araştırmacıların birlikte bilgi üretebilecekleri ve bu üretim çerçevesinde öğrencilerle ve Mülkiyeliler Birliği üyeleriyle buluşacakları bir mecra olarak görüyoruz. Bu kapsamda kuracağımız araştırma merkezlerini ve çalışma alanlarını özetleyecek olursak;
- Mülkiyeliler Birliği İnsan Hakları Merkezi
Siyasal Bilgiler Fakültesi, insan hakları sorununun araştırılması ve araştırmaların kamusal bilgiye dönüştürülmesi açısından istisnai bir yere sahiptir. 1978 yılında Türkiye’nin ilk İnsan Hakları Merkezi Fakültemiz bünyesinde kurulmuştur. 2017 yılına kadar Türkiye’nin insan hakları sorunu konusunda öneriler geliştirmiş, raporlar hazırlamış, akademik eserler üretmiş olan İnsan Hakları Merkezimiz, Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş tarafından kapatılmıştır. Mülkiyeli olmak, fakültemizin bu alandaki birikimini sahiplenmeyi ve insan hakları araştırmalarını desteklemeyi gerektirmektedir. Bizler bu bilinç ve anlayışla, İnsan Hakları Merkezinin Mülkiyeliler Birliği bünyesinde yeniden açılmasını ve aşağıdaki faaliyetlerin bu merkez tarafından yürütülmesini hedefliyoruz:
– İnsan hakları alanında seminerler düzenlemek,
– Türkiye’de yaşanan hak ihlalleri hakkında raporlar hazırlamak,
– Güncel insan hakları sorunlarını konu alan konferanslar düzenlemek,
– Özgün araştırmalar yapmak ve araştırma faaliyetlerini desteklemek.
- Mülkiyeliler Birliği Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Merkezi
“Kadın katli”nin, cinsiyete ve cinsel yönelime dönük şiddet ve ayrımcılığın dehşete düşürecek oranda artış gösterdiğine tanıklık ettiğimiz bu ortamda, Mülkiyeliler Birliği’nin bu konuda kararlı ve aktif biçimde rol üstlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Birlik yönetiminde kadın temsiliyetinin yetersizliğini ve Birlik mekanlarının erilleşmesini, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın ülke genelinde olağanlaşmasının Birlik nezdindeki görünümü olarak utanç verici buluyoruz. Bizler, hayatın her alanında olduğu gibi Mülkiyeliler Birliği bünyesinde de kadının eşit temsiliyetini öncelikli hedefimiz olarak görüyor ve tüm kurullarımızı bu hassasiyet temelinde oluşturuyoruz. Cinsiyetçi mekan düzenlemesi ve kullanımına karşı Birliğimiz nezdinde önlemler almayı ve duyarlık yaratmayı hedefliyoruz. Cinsiyete ve cinsel yönelime dayalı ayrımcılık ve şiddetle mücadeleyi, Mülkiyeliler Birliği’nin topluma karşı sorumluluğu olarak görüyor ve Birlik bünyesinde aşağıdaki faaliyetleri yürütecek Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Merkezini kurmayı planlıyoruz:
-Türkiye’de ve dünyada cinsiyete ve cinsel yönelime dayalı şiddet ve ayrımcılığı konu alan atölyeler, seminerler, ulusal ve uluslararası toplantılar düzenlemek,
-Bu alanda çalışan araştırma ve uygulama merkezleriyle bağlantı kurmak ve ortak çalışmalar yürütmek,
-Evde, işyerinde, sokakta cinsiyet ve cinsel yönelime dayalı ayrımcılık ve şiddete maruz kalan öğrenci ve üyelerimizi desteklemek; hukuksal, maddi ve psikolojik yardım alma olanaklarını araştırmak ve ilgili kurumlarla bağlantı kurarak bu olanakları hayata geçirmek.
- Mülkiyeliler Birliği Emek Araştırmaları Merkezi
Türkiye’nin toplumsal yapısındaki önemli değişimlerden biri, ücretlilerin hem nicel büyüklüğünün hem de nüfus içerisindeki oranının artmasıdır. Buna rağmen Türkiye’de emek araştırmaları son derece sınırlı bir gelişim göstermiştir. 2000’li yıllarda izlenen emek politikaları Türkiye’de işçi hakları, sendikal hak ve özgürlükler konusunda son derece kötü bir tabloya yol açmış, emeğin sorunlarının katlanarak artması sonucunu doğurmuştur. Bu koşullarda işçi sınıfı ve emeğin sorunları hakkında emekten yana veri temelli politika üretmeye imkan tanıyacak bilgi üretme ihtiyacı, acil bir ihtiyaçtır.
Emek Araştırmaları Merkezi, Türkiye’de sosyal politika disiplininin geliştiği iki ana damardan biri olan Mülkiye’nin emek sorunları konusundaki bilgi birikimini bu ihtiyaca cevap verecek şekilde harekete geçirecektir. Emek Araştırmaları Merkezi, Mülkiyeli akademisyen, araştırmacı, bürokrat ve sendika uzmanlarını bir araya getirerek işçi hakları, emek hareketi ve çalışma yaşamının pratik sorunları gibi konularda birlikte bilgi ve veri üretecektir. Bu kapsamda Emek Araştırmaları Merkezi’nin aşağıdaki faaliyetleri yürütmesi planlanmaktadır:
- Çalışma yaşamı, emeğin örgütlenmesi ve emek hareketi konularında ulusal ve uluslararası toplantı, çalıştay, sempozyum vb. etkinlikler düzenlemek,
- Özgün araştırmalar yapmak ve yayın faaliyetlerini desteklemek,
- Emekçilerin çalışma yaşamından kaynaklanan sorunlarına ilişkin bilimsel raporlar hazırlamak ve yayımlamak,
- İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında sağlıklı, güvenilir, sistematik veri oluşturmak,
- Emek çalışmaları alanında veri/bilgi üreten ve derleyen kurum/kuruluş ve topluluklarla işbirliğini geliştirmek, çalışmalar arasında koordinasyon sağlayarak daha sağlıklı ve kapsamlı veri toplanmasına katkıda bulunmak.
- Akademisyen, araştırmacı, sendika uzmanlarının katkıları ile süreklileşecek “Emeğin Durumu” raporları yayınlamak.
- Mülkiyeliler Birliği Demokrasi Araştırmaları Merkezi
Türkiye’de demokrasinin gelişimine bilimsel ve yönetimsel katkılarda bulunmuş Mülkiye topluluğunun böyle bir dönemde yeniden sorumluluk üstlenmesi gerektiğini düşünen bizler, aşağıdaki faaliyetleri yürütecek bir Demokrasi Araştırmaları Merkezinin Mülkiyeliler Birliği bünyesinde kurulmasını hedefliyoruz:
- Türkiye demokrasinin sorunları konusunda seminerler düzenlemek,
- Türkiye’de demokratik kurumların işleyişine ilişkin raporlar hazırlamak ve yayımlamak,
- Türkiye ve dünyada demokrasinin güncel sorunlarını tartışan konferanslar düzenlemek,
- Özgün araştırmalar yapmak ve araştırma faaliyetlerini desteklemek.
- Mülkiyeliler Birliği Hukuk Araştırmaları ve Hukuki Destek Merkezi
Mülkiyeliler Birliği Derneği tüzüğünde birliğimizin ilk ve temel amacı, üyeler arasında dayanışmayı artırmak olarak tanımlanmış ve tüzük bu amaç çerçevesinde derneği, “üyelerinin mesleki sorunlarının çözümü konusunda gerekli incelemeleri yapmak”, “dernek tüzel kişiliğinin ve üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak üzere yargı organları dahil her kademede gerekli girişimlerde bulunmak, dava açmak, açılmış davalara müdahil olmak”la görevlendirmiştir. Mülkiyelilerin gerek işe girme aşamasında gerekse çalışma yaşamında büyük baskı ve hukuksuzluklarla karşı karşıya bırakıldığı günümüzde, Birliğin bu görevini hatırlaması ve üzerine düşen sorumluluğu üstlenmesi gerekmektedir. Bu anlayıştan hareketle bizler, Mülkiyeliler Birliği bünyesinde Hukuk Araştırmaları ve Hukuki Destek Merkezini kurmayı ve aşağıdaki faaliyetlerle görevlendirmeyi hedefliyoruz:
- Mülkiyeliler Birliği üyelerinin mesleki hayatta yaşadıkları hukuki sorunları izlemek, raporlamak ve hukuki destek sunmak,
- Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencilerinin öğrencilik ile ilgili yaşadığı hukuki sorunları izlemek, raporlamak ve hukuki destek sunmak,
- Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunlarının kamu kurumlarına yaptıkları başvurularda liyakat dışı uygulamaları izlemek ve raporlamak,
- Türkiye’de hukuk devletinin güçlenmesi için çalışmalar yapmak, görüşler hazırlamak, seminerler düzenlemek.
Mülkiyeliler Birliği bünyesinde kurulmasını planladığımız tüm araştırma merkezlerinin periyodik olarak derlenip yayımlanacak ‘Mülkiye Görüşleri’ne katkı sunması ve fakülte öğrencilerimizin araştırma merkezlerinin çalışmalarına aktif olarak katılmasını hedefliyoruz.
Yetiştik Çünkü Biz!
Bizler Mülkiyeliler Birliği yönetimine bir kişi veya grup olarak değil bir anlayış olarak talibiz. Birliğimizi, fakültemiz akademik birikiminin korunması için bütün olanakların seferber edildiği; hukuksuzluklara karşı hukukun, kamusal bir yönetim anlayışının, yurttaş hak ve özgürlüklerinin savunulabildiği; ülkenin sorunları hakkında bilimsel düşünceler üretebilecek merkezleri olan; genç mezunlar, öğrenciler ve kıdemli mezunları buluşturabilecek etkinlikler düzenleyen, tüm şubeleriyle koordineli biçimde hareket eden, adına yakışır bir dayanışma merkezi haline getirme iddiasını taşıyoruz. Mülkiyeliler Birliği Genel Kurulu’nda yürütülecek tartışmalarda bu iddiayı geliştirmeye, bu iddiayı taşıyan tüm mezunlarımızı da birlikte hareket etmeye ve üretmeye çağırıyoruz.