İNEK BAYRAMI

Mülkiye Mektebi, bilindiği gibi devlete çağdaş bilgi ve görgü ile donanmış memur yetiştirme amacına uygun olarak yatılı ve klasik mantık içerisinde adeta dışa kapalı bir “seçkin adayları grubu” biçiminde kurulmuştur. İnek Bayramı’nın temelini oluşturan uğraş ve eğlenceler de bu yapıdan dolayı ortaya çıkmıştır. Mülkiye’nin unutulmaz hocalarından Prof Dr. Bahri Savcı, daha İstanbul’dayken oluşturdukları alaturka saz takımı ile düzenledikleri eğlencelerin İnek Bayramı’na başlangıç oluşturduğunu belirtmektedir.

Fakat asıl nedensellik bağı, Okul’un Ankara’ya taşınması ile ilgilidir. Eğlence hayatı çok sınırlı olan şehirde öğrenciler, bu gereksinimi kendi yarattıkları bu bayramla gidermeye başlamış, 1930’larda başlayan “İnek Bayramı” geleneksel hale gelerek, okul sınırlarını aşmış ve Cebeci halkının da katıldığı bir yapıya kavuşmuştur. Böylece dışa kapalılık da kırılarak, çevresiyle etkileşimli bir yapı oluşmaya başlamıştır. Bu uğraşılar düzenli hale geldiğinde bir sembol bulma zorunluluğu doğmuş, bilinçli olarak “İnek” sembolü seçilmiştir. Yine Bahri Savcı’ya göre “İnek, çalışkan bir öğrenciyi simgelediği gibi, toplumsal olaylarla, dünya ile hiç ilgisi olmayan bön bir tipi” de anlatıyordu.

1965’lerden sonra bayramlar bir karnavalı andırır biçimde kortejler ve izleyiciler eşliğinde kutlanır olmuştur. 1970’lerde ise hem öğrencilerin önemli bir bölümünün kendilerini İnek Bayramı’nı kutlamaya yakıştıramaması hem de ülkenin içerisinde bulunduğu siyasi ortam nedeniyle, bayramlar, bir süre bir kısım öğrenci tarafından kitleden kopuk olarak kutlansa da, 1982 yılına kadar, uzun yıllar kutlanamayacaktır. İnek Bayramı bu “zorunlu” kesintinin ardından son yıllarda yine coşkuyla kutlanmaktadır.

 

A.Raif FALCIOĞLU

(Mülkiyeliler Birliği E-Bülten, Sayı: 2008-8, ss. 4-10, Aralık 2008’den kısaltılarak alınmıştır)