MÜLKİYE 160. YIL RESEPSİYONU GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Mülkiyeliler Birliği Genel Başkanı Dinçer Demirkent’in Mülkiye 160. Yıl Resepsiyonu Konuşması

Değerli Mülkiyeliler, Mülkiye’nin Sevgili Dostları, Türkiye demokrasisinin savunucusu olan, hep yanımızda olan parlamento üyelerimiz, Belediye Başkanımız, Türkiye’nin yüz akı meslek odalarının, emek örgütlerinin, insan hakları örgütlerinin değerli temsilcileri, hocalarımız, öğrencilerimiz, Mülkiyeliler Birliği’nin önceki Genel Başkanları, Mülkiye’nin ve Mülkiyeliler Birliği’nin kıymetli çalışanları,

Hepiniz Hoşgeldiniz!

Mülkiye’nin kuruluşunun 160., Mülkiyeliler Birliği’nin kuruluşunun 73. yılını kutladığımız bugünde bir aradayız. Eşitlik, demokrasi, barış ve hukuk devleti ilkelerine ilişkin inat ve direncimizle varlığımızı en güçlü biçimde duyurmak için; 160 yıllık bir geleneğin taşıyıcıları, Türkiye’nin geçmişine damga vurmuş, geleceği için mücadele eden bütün kuşakların varlığıyla burada, Mülkiyelilerin evinde Mülkiyeliler Birliği’ndeyiz.

Değerli Mülkiyeliler ve Mülkiye dostları,

Evet “Hava kurşun gibi ağır”. Evet, Fakültemiz, Mektebimiz yıllardır süren bir tasfiyeye, saldırıya direniyor. 160 yılın en büyük tasfiyesinde Fakültenin dışına konan 36 Mülkiye öğretim üyesi, akademik birikimlerini, peşinde koştukları hakikati Türkiye kamusuyla paylaşmaya Mülkiyeliler olarak devam ediyor. Fakültenin içinde onca öğretim üyemiz üniversite yönetiminin ve iktidarın yarattığı tüm güçlüklere rağmen kamu yararı bilinciyle ve akademik ilkeleriyle araştırma ve öğretime devam ediyor. Öğrencilerimiz, 160. Yıllık geleneğine sahip çıkıyor.

Mülkiyeliler Birliği, Fakültenin içinde ve dışında akademik mücadele veren öğretim üyelerimizin, bütün baskıların karşısına en içten talepleriyle, akademik demokratik hak talebiyle çıkan öğrencilerimizin yanındadır, onların sesidir.

Evet “Hava kurşun gibi ağır”. Türkiye demokrasisini ortadan kaldıracak bir rejim değişikliği, hukuk devletinin asgari ilkelerini askıya alan bir yargı düzeni, liyakatsiz kadrolarla, tarikat cemaat ilişkileriyle doldurulan bir bürokrasi, geleceğimizi karartmak için kurgulanmış bir eğitim sistemi, yoksulluk, yoksunluk ve iktisadi krizin içindeyiz. Mülkiye’yi tasfiye etme çabası akademi ile sınırlı değil. İç politikada, dış politikada sorumluluk alanlar, Mülkiyeyi ve değerlerini yok saymak istiyorlar. Fakat biliyoruz ki ihtiyaçları var. Biliyoruz ki Fakültemizin duvarlarında yankısı süren seslere, duvarlarında yer alan resimlere, demokratik eleştirinin en güçlü biçimde hayata geçtiği geleneklerine, öğretim üyelerimiz tarafından yıllarca sürdürülen ve tüm zorluklara rağmen sürdürülmeye çalışılan özgürlükçü tartışma ortamına tanık olmuş; liyakati adaleti bildiği kadar, karar alma becerisi, hukuk bilgisi, görgüsü olan Mülkiyeliler olmadan yapamıyorlar. Yapamayacaklar da.

Değerli Mülkiyeliler ve Mülkiye dostları,

Geçen yıl 4 Aralık kutlamalarında buruktuk, 12 Eylül faşist cuntasının Fakültemizi tasfiyesi sırasında Fakülteden ihraç edilen efsane dekanımız Cevat Geray’ı Temmuz ayında yitirmiştik. Bu yıl da aynı burukluğu yaşıyoruz. Anayasacılık geleneğimizin en önemli isimlerinden, 1969’da yazdığı Anayasa’ya Giriş kitabında Marksizm propagandası yaptığı iddiasıyla 1971 cuntasınca tutuklanan dekanımız Mümtaz Soysal’ı kaybettik. Saygıyla anıyoruz. Cevat Geray’ın dekanlık yaptığı döneme, Mümtaz Soysal’ın dekanlığına, eserlerini ürettiği döneme baktığımızda anmak yetmez diyoruz. Bugün Fakültemizde yaşananları, sempozyuma girmek isteyen öğrencilerin boyun ve baş bölgelerine coplarla vuran özel güvenlik görevlilerini, öğrencilerini değil suç işleyen güvenlik görevlilerini koruyan yönetimleri, daha üç gün önce bıçaklı saldırıya uğrayan öğrencisine hastanede yatarken geçmiş olsun bile diyemeyen yönetimleri gördükçe Cevat Geray’ı; akademik tasfiyenin ulaştığı boyutu gördükçe Mümtaz Soysal’ı anmanın ancak direnç, akademik ahlak, demokratik bilinç ve üretkenlik ile mümkün olduğunu daha iyi anlıyoruz. Cemal Süreya’nın, Arkadaş Zekai Özger’in, Ece Ayhan’ın, Ergin Günçe’nin, Nüzhet Erman’ın, Sezai Karakoç’un okulunda şiir okumayı yasaklayan; 68 kuşağının bahçesinde, koridorunda, kantininde sesini yükselttiği Fakültede barışçıl protestoyu yasaklayan yönetimlerin, akademik-demokratik eleştiriyi ezerek sükunet sağlayacağını düşünen darbeci zihniyetin Mülkiye topluluğu karşısında başarı sağlayamayacağını çok iyi biliyoruz. Türkiye’nin en köklü iki kurumu 160 yıllık Mülkiye’yi ve 73 yıllık Mülkiyeliler Birliği’ni birbirinden ayırmaya çalışanların bunu başaramayacağını çok iyi biliyoruz.

Mülkiyeliler Birliği 160 yıllık Fakültemizle, öğretim üyelerimizle, öğrencimizle mezunlarımızla bir aradadır. Mülkiyeliler Birliği Fakültemizin dersliklerinde, koridorlarında, kantinlerinde, bilim merkezlerinde üretilen değerleri; demokrasiyi, barışı, kamu yararını, hukuku ve eşitliği savunmaya; bugün de aramızda, yanımızda olan bütün demokrasi güçleri ile birlikte mücadele vermeye, Mülkiyelilerin evi, Mülkiye’nin sesi olmaya devam edecektir.

Evinize hoş geldiniz! 160. yılımız kutlu olsun!