SİVAS KATLİAMINI UNUTMADIK

Basına ve kamuoyuna

Bugün Sivas Katliamının 25. yıldönümü. Pir Sultan Abdal Şenliklerine katılmak üzere Sivas’a giden 33 kişinin kaldığı Madımak Oteli’nin kundaklanmasının ve iki otel görevlisinin de aralarında bulunduğu 35 kişinin yakılarak katledilmesinin üzerinden 25 yıl geçti.

Geride bıraktığımız çeyrek asırda,  utancın katlanarak artmasına tanıklık ettik. Katliamı izleyen 17 yıl boyunca Madımak Oteli’nin altında faaliyet gösteren et lokantasından tüten dumanları soluduk. 1993 yılında tutuklanan sanıklardan üçünün bir yıl sonra tahliye edilmesine ve yurtdışına kaçmalarına tanıklık ettik. 1997 yılında firar eden 8 sanık yakalanmadı. Çok sayıda sanık avukatının, bakanlığa varan siyasal kariyerlerini izledik. Firari sanıkların, yurtdışında ve Türkiye’de hayatlarını normal bir akış içinde sürdüren “kayıtlı firariler” olduklarını öğrendik.

Öldürülenlerin yakınları başta olmak üzere Alevi toplumunun ve demokratik kitle örgütlerinin yıllarca dillendirdiği, Madımak Oteli’nin utanç müzesine dönüştürülmesi talebi karşısında, siyasi iktidarın kolektif belleğe müdahale niteliği taşıyan ve utancı katmerleyen bir projeyi hayata geçirmesine de tanıklık ettik: Madımak Oteli kamulaştırıldı ve otel lobisine, ölen iki saldırganın isimlerinin tepesinde yer aldığı bir anı köşesi yerleştirildi. Adına “Madımak Bilim ve Kültür Merkezi” denildi. Hükümet tarafından 2010 yılında yayımlanan “Alevi Çalıştayları Nihai Raporu” Sivas Katliamını, “37 kişinin karbon monoksit zehirlenmesinden hayatını kaybettiği talihsiz bir olay” olarak tarif ediyordu. 13 Mart 2013 tarihinde, dosyaları ana davadan ayrılan 7 firari sanık hakkındaki davanın, iki sanık yönünden ölmeleri, 5 sanık yönünden ise zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildi. Geçtiğimiz günlerde, dosyası ayrılan üç firari sanığın yargılanmasına devam edilen, “bir dakikalık” bir duruşma gerçekleştirildi. Kırmızı bültenle arandığı söylenen sanıkların aranmasına devam edilmesine karar verilen dava Kasım’a ertelendi. Hep ertelendi, 25 yıl boyunca ertelendi. Ertelemenin ve inkarın iç içe geçtiği 25 yıl.

Mülkiyeliler Birliği olarak bizler,  hala yüzleşilememiş bu büyük utancın ve gerçek anlamda paylaşılamamış bir acının yükünü omuzlarımızda taşımaya devam ediyoruz. 2 Temmuz dendiğinde talihsiz bir kazayı değil; bilime, sanata,  temel hak ve özgürlüklere, cumhuriyetin ve demokrasinin temel ilkelerine karşı düşman bayrağı açmış olanların, kameralar önünde gerçekleştirdiği bir katliamı anımsıyoruz. Madımak Oteli’ne baktığımızda, bir Bilim ve Kültür Merkezi değil, kurbanların ve yakınlarının adalet talep eden bakışlarını görüyoruz.   Bu büyük utançla yüzleşmenin yolunun o bakışları üstlenmekten geçtiğini biliyoruz.  Toplumun bu utancı hisseden ve adalet talebinde direnen tüm kesimleriyle birlikte Sivas Katliamı davasının takipçisi olmayı sürdüreceğimizi beyan ediyor ve 25 yıl önce bugün Sivas’ta katledilenlerin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.

Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu