SOMA’YI UNUTMADIK

OHAL yeni Soma’lara kapı aralamaktadır!

13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da yaşanan ve 301 madencinin yaşamını yitirdiği iş cinayetinin 4. yılındayız. Ne yazık ki, iş cinayetleri yurdun dört bir yanında hız kesmeden sürmekte, işçi sağlığı alanında durum git gide ağırlaşmaktadır.

Sadece 2017 yılında 60’ı çocuk işçi olmak üzere en az 2006 işçi tümüyle öngörülebilir, engellenebilir iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiş, onbinlerce işçi sakat kalmıştır. Yaptığı işten kaynaklı olarak sağlığını yitiren yüzbinlerce işçinin meslek hastalığının tespiti dahi yapılamamaktadır.

Türkiye 21.07.2016 tarihinden beri OHAL ile yürütülmektedir. OHAL süresince çok sayıda grev yasaklanmış, işçilerin örgütlenme faaliyetleri ve eylemleri hukuksuz bir biçimde engellenmiştir.  Hükümet OHAL süresince grev/eylem yasağı ve benzeri müdahalelerle emek ile sermaye arasındaki mevcut güç eşitsizliğini daha da derinleştirmiş, işçiyi işveren karşısında güvencesiz, sendikasız, güçsüz bırakmıştır. Bu nedenle OHAL işçi sağlığı iş güvenliği sorununu daha da ağırlaştırmıştır. Bu son derece anlaşılırdır, çünkü işçi sağlığı aynı zamanda bir demokrasi sorunudur. Ülkede ve işyerinde demokrasi yoksa, iş cinayetleri vardır. Türkiye’de OHAL’e bağlı olarak demokrasi krizi büyüdükçe, temel hak ve özgürlükler kısıtlandıkça iş cinayetleri de artmaktadır.  Nitekim OHAL’le beraber iş cinayetlerinde yüzde 10’luk bir artış meydana gelmiştir. İşçilerin, güvencesiz koşullarda çalışmaya zorlandığı, sendikasızlaştırıldığı, korkutulduğu, sindirildiği koşullarda işçi sağlığı ve güvenliğinden bahsetmek mümkün değildir. Bu durum yeni Soma’lara, yeni iş cinayetlerine davetiye çıkartmaktadır.

Her yıl yüzlerce işçinin yaşamını yitirmesi, onbinlercesinin sakat kalması, yüzbinlerce işçinin yaptığı işten kaynaklı meslek hastalığına yakalanarak sağlığını yitirmesi acil bir halk sağlığı ve kamu güvenliği sorunudur. Bu sorunun çözümü için bugün atılması gereken en acil adım OHAL’in kaldırılmasıdır.